‘Türk Escobar’dan yeni detaylar: Kriptolu haberleşme programı ele verdi

DHA

İstanbul merkezli 9 ilde cezaevinde bulunan Ürfi Çetinkaya’nın elebaşılığını yaptığı silahlı organize örgütüne yönelik 20 Şubat’ta “KAFES-44″ operasyonları düzenlendi.

Operasyonlar sonucu Rüstem ve Hakan Çetinkaya ile ABD tarafından İnterpol’ün kırmızı bültenle aradığı Yaman Namlı’nın arasında bulunduğu şüpheliler yakalandı.

Emniyetteki işlemleri tamamlanarak İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına sevk edilen 4’ü cezaevinde bulunan 43 şüpheliden 23’ünün tutuklanmasına karar verildi.

İfadeleri ortaya çıktı

Aralarında Ürfi Çetinkaya’nın diğer oğlu Hakan Çetinkaya’nın da bulunduğu 20 şüpheli ise adli kontrol şartıyla serbest bırakılmıştı.

Tutuklanan şüphelilerin hakimlik ifadeleri ortaya çıktı.

Oğlu madencilik yaptığını söyledi

Aralarında Ürfi Çetinkaya’nın oğlu Rüstem Çetinkaya, Hayattin Çetinkaya, Murat Hakan Doğan, Ferdi Olgunsoy, Haci Mehmet Aslancan, Mehmet Battalgazi Özer, Alişir Orhan, Ender Göksu, Muhammet Kadri Özyeşil, Talip Doğan ve Arda Erel’in bulunduğu şüpheliler, ‘Malvarlığı değerlerinin gayri meşru kaynağını gizlemek’ ve ‘Suç işlemek için kurulan örgüte üye olma’ suçlarından İstanbul 10. Sulh Ceza Hakimliğine çıkarıldı.

Şüpheli Rüstem Çetinkaya, kimlik sorgusunda madenci olduğunu ve aylık gelirinin 80 bin dolar olduğunu belirtti.

Çetinkaya, suçlamalarla ilgili kendisine bir delil sunulamadığını belirterek “Taşıdığım soy ismi nedeniyle kara para aklama iddiası tarafıma atfedilmiştir. 25 sene içerisinde babamla resmi ya da gayriresmi bir işlemim olmadı. Karar verilirken Urfi Çetinkaya’nın oğlu olarak değil, dosyadaki delillere göre karar verilmesini istiyorum. Suçlamaları kabul etmiyorum.” dedi ve serbest bırakılmayı istedi.

Suçlamaları reddetti

Şüpheli Hayattin Çetinkaya ise inşaat işi yaptığını ve 100 bin dolar aylık geliri olduğunu belirtti.

Hayattin Çetinkaya 60 yaşında olduğunu, İspanya’da 3-4 sene yaşadığını, gayriresmi herhangi bir işi olmadığını belirterek suçlamaları reddetti.

Sanayici olduğunu ve aylık 100 bin lira geliri olduğunu belirten şüpheli Murat Hakan Doğan ise 1 ay Urfi Çetinkaya ile cezaevinde kaldığını, tahliye olduktan sonra ailecek görüştüklerini, Çetinkaya’nın yeniden cezaevine girmesinin ardından yurt dışına gittiğini, babasından kalma pararları ve Merter’deki bir dükkanı karşılığında fabrika aldığını, çalışmaya devam ettiğini belirterek serbest bırakılmayı talep etti.

“Rüstem Bey ne dediyse onu yaptım”

Şüpheli Arda Erel, Rüstem Çetinkaya’nın madencilik şirketinde yöneticilik yaptığını belirterek suçlamasıyla alakası olmadığını, mal varlığı olmadığını, Çetinkayalarla ilişkisi olmadığını, linkedn sitesinden iş ilanı üzerine başvuru yaptığını söyledi.

Hakan Çetinkaya’yı işten dolayı tanıdığını belirten Erel, “Madencilik sektöründe bazı işlemler şahsi hesaptan yapılır. Rüstem Bey ruhsat alamadığı için şirket benim üzerimedir. Herhangi bir çıkarım yoktur. Rüstem Bey ne dediyse onu yaptım.” diyerek serbest bırakılmayı talep etti.

Erel’in avukatı, Hakan Çetinkaya’nın adli kontrol ile serbest bırakılırken bir çalışanın tutuklamaya sevk edilmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu savundu.

“Hediye Çetinkaya serbest bırakıldı, ben tutuklanmaya sevk edildim”

Emlakçılık yapan şüpheli Ender Göksu, arsa ile ilgili konuştuğu Urfi Çetinkaya’nın eşi Hediye Sekman Çetinkaya’nın adli kontrol şartıyle serbest bırakıldığını, kendisinin ise tutuklamaya sevk edildiğini belirterek mağdur olduğunu ifade etti.

Şüpheli Rüstem Çetinkaya’nın şirketinde muhasebecilik yapan Ferdi Olgunsoy ise yapılan işlemlerin resmi olduğunu belirterek serbest bırakılmayı talep etti.

Mahkeme, 11 şüphelinin Mali Suçları Araştırma Kurulu Başkanlığının 31 Temmuz 2023 tarihli raporu ve ek raporu, görüşme kayıtları dikkate alarak tutuklanmalarına karar verdi.

Urfi Çetinkaya SEGBİS’le savunma yaptı

Menemen R Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutuklu şüpheli Ürfi Çetinkaya ile Bodrum S Tipi Cezaevi’nde tutuklu olan şüpheliler Atilla Argüz, İbrahim Çelik ve Ali Korman Erbacıoğlu SEGBİS ile diğer şüpheliler Ahmet Aslan, Canber Tarhan, Kamil Kunduracı, Rojdi Tekin, Sinan Köroğlu, Şahin sekman, Tolga Özdemir ve Yaman Namlı ise ‘Uyuşturucu ve uyarıcı madde ithal etme’, ‘Suç işlemek amacıyla örgüt kurma’, ‘Örgüte üye olma’ suçlarından İstanbul 9. Sulh Ceza Hakimliğine çıkarıldılar.

Şüpheli Ürfi Çetinkaya, çalışmadığını ve aylık geliri olmadığını söyledi.

“Daha önce FETÖ’ydü, şimdi bu oyunu kim oynuyor bilmiyorum”

Çetinkaya, “Burada bir oyun oynanıyor. Beni daha önce FETÖ bu duruma düşürdü. Şimdi bu oyunu kim oynuyor bilmiyorum. Savunacak bir şeyim yoktur. Bana diyorlar ki kripto telefonla bilmem ne olmuş, bana Japon diyorlar. Benim Japon kod adım yoktur. Japon’a benzeyecek bir tipim de yoktur.” diyerek suçlamaları reddetti.

Çetinkaya’nın avukatları ise müvekkillerinin herhangi bir uygulama ve kripto leşme ağını kullanmasının mümkün olmadığını, benzer olaylardan ötürü yargılandığını beraat ettiğini, tek suça tek yargılama ilkesi gereğince bu dosyada tutuksuz yargılanmasını talep etti..

ANOM’un tek başına delil olmadığını savundular

Şüpheli Yaman Namlı, serbest meslek sahibi olduğunu, 400 bin lira aylık geliri olduğunu söyledi. Namlı suçlamayı kabul etmeyerek “Bana ANOM cihazını Ali Korman Erbacıoğlu’nun vermiş olduğunu söylemişsem de bana telefon verdi, sanırım Apple markasıdır. Tanımadığım kişilerle hiçbir ilişkim olmamıştır.” dedi.

Namlı’nın avukatı, ANOM cihazını burada duyduklarını, ne amaçla kullanıldığının bilinmediğini, iletişimin tespiti için mahkeme kararı verilmesi gerektiğini, uygulamanın elde ediliş şeklinin hukuka aykırı olduğunu ve dinlemenin tek başına delil sayılmayacağını savundu.

Urfi Çetinkaya’nın kayınbiraderi olan şüpheli Şahin Sekman ise döviz ticareti yaptığını ve 70 bin liralık aylık geliri olduğunu ifade etti. Sekman, asla kripto bir şey kullanmadığını, 1985’ten bu yana Kapalıçarşı’da esnaflık yaptığını söyleyerek suçlamaları reddetti.

Yüksek gelirli iş insanları da suçlamaları reddettiler

Şüpheli Rojdi Tekin, iş insanı olduğunu ve 1 milyon lira aylık geliri olduğunu belirtti.

Suçlamaları kabul etmeyen Tekin ise 2021 yılından beri Belçika’ya 20 kez gittiğini söyleyerek “Madem bir suç işledim. Neden orada almadılar. Bana sorulan şahısları tanımıyorum.” dedi.

Tekin’in avukatları da Sky ECC platformu verilerinin nereden, ne şekilde, hangi mahkeme kararıyla ele geçirildiğinin meçhul olduğunu, bu verilerin hukuka uygun olmadığına ilişkin Avrupa ülkelerinde yargı kararları olduğunu öne sürdüler.

Şüpheli Kamil Kunduracı, ticaret yaptığını ve 1 milyon liralık aylık geliri olduğunu söyledi. Birden fazla şirketi olan Kunduracı, iş güç sahibi olduğunu belirterek suçlamaları reddetti.

Kripto haberleşmelerindeki kayıtlar tutuklama gerekçesinde yer aldı

Denizci olduğunu ve emekli maaşı aldığını söyleyen Şüpheli Ali Korman Erbacıoğlu da suçlamaların hiçbirini kabul etmediğini, 20 aydır cezaevinde tutuklu bulunduğunu ve Bodrum Ağır Ceza Mahkemesinde de yargılandığını belirtti.

Erbacıoğlu’nun avukatları, ANOM başlıklı ne kadar evrak varsa kendilerine verilmesini, bu aşamada hukuka uygun olduğunu gördükleri delil varsa susma hakkından vazgeçeceklerini belirtti.

Mahkeme, MASAK raporları, “Anom Enterprise”, “Sky-ECC” ve “Encrochat” isimli haberleşme platformunun çözümlenmesi neticesinde şüphelilere ait görüşme kayıtları, diğer delillerle birlikte suçu işlediklerine ilişkin kuvvetli suç şüphesi olduğu gerekçesiyle tutuklanmalarına karar verdi.

Haber Kaynağı: Demirören Haber Ajansı (DHA)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir